Tarihteki birçok başarılı insanın, sanatçıların, iş insanlarının, sporcuların, bilim insanlarının ortak yönü, kendilerine ait düzenli takip ettikleri bir rutinlerinin olmasıdır. Rutin kelimesi dilimize yerleşmesi bakımından bizlere zihnimizde “sıkıcı” sürekli aynı şeyleri tekrar etmeyi hatırlatan bir algı canlandırıyor. Oysaki rutin siz ona ne yerleştirirseniz odur; rutininiz her sabah 9’da kahvaltı etmek de olabilir, her ay bir yurtdışı seyahatine çıkmak da, her hafta en sevdiğiniz kafede bir kahve içmek de. Önemli olan rutininizin ne olduğu değil, bilinçaltınızın tekrarlayan hareketler ile istikrarlı bir biçimde hareket etmesidir.
Rutinlere kendi hayatımda bu kadar değer veriyorum çünkü benim için rutinlerim istediğim hayatı elde etmek ve bunu yaparken mutlu olmak için bağlı kalmam gereken küçük, gündelik veya haftalık adımlar. Mutlu insanların daha çok rutin takip etme eğiliminde olduklarıyla ilgili bilimsel araştırmalar var. Gerçek mutluluk getiren çoğu şey sadece geçici, anlık tatminler değildir, bu şeyler aynı zamanda dirençle gelir ve fedakarlık gerektirir. Bir eylemi rutininize oturtmak için zamanınızdan fedakarlık verirsiniz ve alışkın olduğunuz diğer eylemlerinize karşı direnç göstererek bunu uygularsınız. Alışkanlıklarınız sizin ruh halinizi oluşturur ve ruh haliniz bu hayatı nasıl deneyimlediğinizi belirler.
Örneğin her sabah meditasyon yapmak, vaktim olmasa bile en azından beş dakika başka hiçbir dikkat dağınıklığı olmadan bedenimi ve kendimi dinlemek sabah rutinlerim arasında yer alan önemli bir adım. Bu şekilde her sabah meditasyonla zihnimi açma alışkanlığım genel ruh halimi olumlu yönde etkiliyor ve bu olumlu ruh halim işime, çevremle ilişkilerime oldukça büyük oranda yansıyor.
Aynı şekilde cilt bakımı da, her sabah ve akşam benim için bir nevi meditasyon. Çünkü cilt bakımımı yaparken kendimi dinliyorum, aynada yüzüme, cildime bakıyorum ve onu olduğu haliyle kabul etmeyi seçiyorum. Cildim için ona sağlıklı olanı vermek, hem beni mutlu ediyor hem de bu durumu bir rutin haline getirdiğim için uzun vadede sonuçlarını görüyorum. Yani sadece sonuçlardan değil, süreçten de keyif alıyorum.
Rutin, daha önce vermiş olduğunuz bir kararı sürekli olarak yeniden doğruladığı için kendinizi memnun hissedersiniz. Diyelim ki yeni bir dil öğrenmek istiyorsunuz, bu dili akıcı bir şekilde konuşabilme süreciniz ne kadar uzun sürecek olursa olsun her gün 5 yeni kelime öğrenmeyi rutininize yerleştirmek ve bunu sürekli olarak takip etmek aynı zamanda size bunu yapabilme yeteneğinizi de kanıtlamış olur. Kendi hayatınız, yaşam biçiminiz, vizyonunuz doğrultusunda rutinlerinizi sizin için sağlıklı olanla oluşturmakta özgürsünüz. Önemli olan sadece bu rutinleri takip edebilmek.
Benim ideal rutinim bir gün için sabah kalktığım andan itibaren şöyle başlıyor; uyandığımda ilk önce ağız, diş bakımı ve dil temizliği yaparak öncelikle toksinlerden arınıyorum. Ardından cilt bakım rutinime geçiyorum. Cildim için sağlıklı olan ürünler ile kendime değer verdiğimi bilerek ayna karşısında cildime yatırım yapıyorum. Bu aşama bana hem bu şekilde sabahları kendime vakit ayırmakla cildimde uzun vadede göreceğim değişimi hatırlatarak mutluluk veriyor, hem de bilinçli bir şekilde yaptığım için cildim ile aramdaki farkındalığı artırıyor. Daha sonra kuru vücut fırçalama ile sinir sistemlerini uyarıyor ve bedenimi uyandırıyorum. Meditasyonla zihnimi uyandırarak ana geliyorum ve ardından yoga yaparak ruh beden ve zihin dengesini sağlıyorum. Bu rutinin benim için bir güne başlamak için en ideal rutin olduğunu keşfettim çünkü bu adımları izledikten sonra güne daha mutlu, zinde ve farkında olarak başlıyorum ve günümü bu şekilde planlıyorum.
Sabah rutinlerim dışında haftalık olarak da takip ettiğim rutinlerim var. Haftada 3 gün spora gitmek, 3-4 gün açık havada yürüyüş yapmak gibi hem kendime yatırım olarak gördüğüm, hem de günlük hayatın stresinden kısa bir süreliğine de olsa beni uzaklaştıran ve zihnim ve bedenim ile bir araya gelmemi sağlayan aktiviteler.
Bunlar da öz bakımımda büyük değere sahip olan adımlar, çünkü her ne kadar bir rutin takip ediyor olsam da herkes gibi benim de her günüm birbirinden farklı. Bu yüzden benim için rutin demek, her gün aynı yemeği yemek, her gün aynı kremi sürmek veya aynı ürünü kullanmak değil. Bunları her gün küçük oranlarda değiştirerek cildimin, ruhumun, bedenimin o günkü ihtiyacı ne ise ona göre hareket ediyorum. Bazı günler bana kalp açan yoga deneyimlerinin daha iyi geleceğini düşünürken, enerjik uyandığım sabahlarda daha hızlı bir vinyasa tercih ediyorum. Cildim için de gününe göre eğer neme ihtiyacım olduğunu hissediyorsam elim mavi serime gidiyor. Dönemsel olarak sivilce çıkarıyorsam o gün içimden sarı serimi kullanmak geçiyor. Düşük bir modla güne uyandıysam o sabahki rutinimde doğal taşlarla yüz masajımı birkaç dakika daha uzun tutuyorum. Rutinim çerçevesinde bedenime kulak vererek o anki ihtiyacım ne ise onu veriyorum.